ÖLÜM

Ölüm; bir organizmayı ayakta tutan tüm biyolojik işlevlerin geri döndürülemez bir şekilde sona ermesidir.

Evlerinin önünde duvara yaslanmış olarak duran 8 yaşındaki çocuğun bir önceki akşam römorktan düşmesi sonucu hastaneye kaldırılan arkadaşı komşu oğlunun ölüm haberi ile duvardan yere doğru yerçekimi kuvvetine teslim olmuştu. 8 dakika sonra 8 yaş büyük kuzeninin ölüm haberi 8 dakika hareketsiz kalmasını beraberinde getirdi.

İlk defa ölümü çok yakından hissediyordu. Artık arkadaşı komşu oğlu ve kuzeni yoktu. Bir daha olmayacaktı. Film şeridi gibi hatıralar göz önünden geçiyordu. Römork 1.5 metre. 1.5 metreden düşme ile ölümün gerçekleşmesini bağdaştıramadı. Düşünceler derinleşti. Bulmuş gibiydi. Her insan dünyaya doğduğu anda bir gün öleceği kesindi. Aradaki yaşam; imtihan. Ölümün vakti bilinmiyor. Belki 1 yaşında belki 8, belki 18, belkide 100 yaşında.

2 cenaze; kazılmış 2 mezara defnedildi. Üzerlerine toprak atıldı. Herkes gitmişti. Mezarlıkta sadece 8 yaşındaki çocuk vardı. Düşünceler devam ediyordu. 'Şimdi ne oldu?' 'Öldüler'. Hani imtihan dünyasıydı ya... Bu 2 kişi için de imtihan bitti. O zaman bu imtihanın bir sonucu olmalı. İşte o sonuç; sadece onlara açıklanacaktı.

8 yaşındaki çocuk; 'demek ki benim imtihanım da bana ait. Sonucu da bana bildirilecek'. diye mırıldandı. Ayağa kalktı. Vaktini bilemediği ölüme kadar İnsanlık ve Var Eden'e şükür imtihanını vermek için adımlarını dünyanın derinliklerine doğru atmaya başladı. Her adımda bir düşünce,,, her adımda şükür...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BİZ

TAHAMMÜL

AYNALAR