DÜŞÜNCELER

Görsem yüzünü gördüm derim Gören olmuş mu bilmem derim Tarife sığmaz sevdiğim derim Yüzünü açsanda açmasanda İncecik perde  ne olsada Olsada bir olmasada İster dünyada ister uzayda İstkamet sana doğru Bülbülüm, sen gülüm Gülüm, sen bülbülüm Sensin benim sümbülüm Seni söyler, seni gözlerim

Yaşamışlığımızdır zamanın akması... Yaşamışlığımızdır mazinin mirası... Bir debdebedir aktan karaya, karadan aka... her anın ayrı yaşanmışlığı vardır. Her biri de farklıdır dünyamızda. Güneşin doğması ile başlar fakat kaç güneş doğmuştur, kaç çiçek açmıştır, bu rüzgar buradan kaç defa esmiştir? Köşebaşları kaç defa tutulmuş, yağmur kaç defa yağmış, yıldız kaç defa kaymıştır. Toprak kaç gömlek değiştirmiş, hava kaç defa değişmiş, su kaç yola girmiş, ateş kaç yoldaşı ısıtmış. Kaç yol saysam, kaç cadde, kaç sokak, kaç şehir, kaç hane... Süzülüyor bahçedeki sümbül, Lale umut verdi bu mevsim. Kaç mevsim diye sorar oldu gül... Buradan kaç kartal uçtu, kaç şahin geçti, kaç güvercin... Yaşanmışlığımızdır gözyaşlarımız. Maziyi görmüş, Görüneni terennüm etmiş dilimiz. Başımız dönse de sevdadan. Bir elimiz Hakk'adır, bir elimiz Halk'a yaşamışlığımızdan.

Dost; çıkarsız, karşılıksız ve şartsız şekilde birbirlerini seven, birbirlerini oldukları gibi kabul eden... Dost odur ki kıymet bilir. Dost odur ki dostu dinler. Dost odur ki dost olmuştur dosta. Mevlana Şems dostluğu en güzel örneklerden birisidir.  'Mevlana yetişecek' denildiğinde zerrece menfiyet düşünmeden 'ben Varım' demiştir Şems.  Dünya dostluklar kurmak için yaşanmaya değer bir yer. Ego savaşlarının ve bencil düşüncelerin ayyuka çıkabildiği günümüzde insanın yüreğini dost ısıtabiliyor.  Seni ziyarete gelir veya sen ona gidersin. Birbirinizden faydalanma, çıkar ve menfaat kesinlikle bulunmaz. Sen onu dinlersin. O seni dinler. Huzur bulur gönlün. Tadını çıkarırsın zamanın. Uzaklar yakın olur dosta. Bütündedirler her nefeste  Bazen de dost yanıbaşında olur. Hazineyi bulmuşsundur. Saniyeler, dakikalar, saatler, günler, haftalar, aylar ve yıllar birlikte geçer. Ne küsme olur, ne kin, ne de dedikodu. En güzeli de özür dileyecek veya özür kabul edilecek bir durumun...